Bir çocuğun öfke anında nefesini tutması, ağlamanın ardından soluğunu kesip suratının kızarması, dışarıdan bakıldığında tehlikeli gibi durabilir. Oysa bu, çoğu zaman zararsızdır ve çocuk istemsizce tekrar nefes alır. Bu tür tepkiler, çocukların duygularını henüz yönetemediğini gösteren doğal reflekslerdir.
Giysilerini çıkarmak konusunda gösterdikleri ısrar ise çoğu zaman konforla ilgilidir. Kıyafetlerinin onları rahatsız ettiğini ya da sıcakladıklarını ifade edemezler; bunun yerine çözümü kendi yollarıyla bulurlar. Bazen de sadece başardıkları bu küçük eylemle bağımsızlıklarını ilan ederler.
Banyo suyunu içmeye çalışmaları, suyun onlar için sadece temizlik değil, aynı zamanda bir oyun aracı olduğunu gösterir. Suyun tadını merak ederler; çünkü çocuklar dünyayı tadarak tanırlar. Aynı şekilde çamur, kum ya da hiç beklenmeyen başka şeyleri ağızlarına götürmeleri de bu merakın bir ürünüdür.
Kendi saçlarını çekmeleri, başlarını yataklarına vurup uyumaya çalışmaları ya da kulaklarına bir şey sokmaları… Bunların hepsi bir şekilde kendilerini yatıştırma, keşfetme ya da ilgi çekme çabasıdır. Her biri bir duyguya, bir ihtiyaca ya da bir öğrenme sürecine bağlıdır.
Ve en basit ama en etkili davranışlardan biri: Aynı kitabı defalarca dinlemek istemeleri. Bu tekrarlama arzusu, belirsizliklerle dolu dünyada çocuklara güven verir. Bildikleri bir hikaye, her seferinde tanıdık duygularla sarar onları ve geceyi huzurla kapatmalarını sağlar.
GÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
4 gün önce