21 Nisan’da hayatını kaybeden Katolik Kilisesi’nin 266. lideri Papa Franciscus için 26 Nisan Cumartesi günü Vatikan’da büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Papa Francis’in cenaze töreninde kullanılan halının nereden olduğu herkes tarafından merak edildi.

Bir süredir solunum yollarındaki sağlık sorunlarıyla mücadele eden, 21 Nisan’da yaşamını yitiren Katolik Kilisesi’nin 266. lideri Papa Franciscus için Roma’da cenaze töreni düzenlendi. 

CENAZEDEKİ HALI DETAYI DİKKAT ÇEKTİ 

Katolik Kilisesi’ne mensup 200’den fazla kardinal ve 700’den fazla piskopos ile rahibin hazır bulunduğu cenaze törenine 250 binden fazla kişi katıldı. Cenazedeki bir detay ise dikkat çekti.

Papa Francis’in 26 Nisan’da St. Peter Meydanı’ndaki cenaze töreni sırasında tabutu, yerleşik geleneğe uygun olarak bir halının üzerine yerleştirildi. O halı, Kuzeybatı İran’da bulunan Heriz’de işlenmişti ve aynı isimle anılıyordu. Halı, Papa II. John Paul ve Papa Emeritus XVI. Benedict’in cenazelerinde de kullanılmıştı.

Motiflerinden Türk halısı olduğu anlaşılan halının, İran halısı olduğunu iddia edenler de oldu. 

Patronlardünyası’nda yer alan habere göre, “Ünlülerin Halıcısı” olarak tanınan Hakan Evin, Papa’nın cenazesinde kullanılan halıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Evin, halının Osmanlı dönemi Uşak halılarına benzediğini belirterek, aslında bu halının İran’ın Heriz bölgesinde dokunduğunu söyledi. Ancak Heriz bölgesinde yaşayanların tamamının Türk olduğunu vurgulayan Evin, “Orada Pers kökenli İranlı yoktur. Bu nedenle bu halının yüzde yüz Türk halısı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. Ayrıca halıcılık dünyasında bir halının dokunduğu yer kadar, ait olduğu gelenek ve tarzın da belirleyici olduğuna dikkat çekti:

“Nasıl ki Hereke halısı, nerede dokunursa dokunsun Hereke halısı olarak anılıyorsa, bu halı da ister Türkiye’de dokunsun ister İran’daki Türkmenler tarafından, yine de Türk halısıdır.”

VATİKAN’DA 600 YILLIK HALI GELENEĞİ

Katolik Kilisesi’nin İslam coğrafyasına ait halıları benimsemesi, dinler ve kültürler arası diyaloğun sessiz bir kanıtı. 600 yıldır süren bu gelenek, sanatın ve inancın sınır tanımadığını hatırlatıyor. Bu tür halıların genellikle Meryem Ana’nın veya diğer önemli Hıristiyan figürlerinin ayaklarının dibinde göründüğü dini resimlerdeki tasvirleriyle kanıtlanmıştır.

Osmanlı ve İlhanlı dönemi halıları, Meryem Ana gibi figürlerin ayaklarının altında “ayrıcalıklı bir zemin” yaptı. Metropolitan Sanat Müzesi’nde sergilenen 14. yüzyıl halıları da bu geleneğin sanattaki yansımalarını kanıtlıyor.