31 Ağustos 2025 Pazar
“Yine mi aynı hikâye?” dediğiniz oldu mu? Yüzler farklı ama hisler hep tanıdık. İlk başta çekici gelen o kişi, bir süre sonra yine aynı huzursuzluk, aynı iniş çıkış, aynı hayal kırıklığı… Bu, sadece şanssızlık değil. Bazen kalbimiz değil, bilinçaltımız seçim yapar ve o seçim bizi aynı tür insanlara yönlendirir.
Aslında bu durumun bilimsel bir açıklaması var. Psikologlar, insanların bilinçaltında çocuklukta ve gençlik dönemlerinde edindikleri “ilişki şemalarını” tekrar etme eğiliminde olduklarını söylüyor. Yani beynin, tanıdık olanı aslında güvenli sanıyor. Ne kadar karmaşık ya da yorucu olursa olsun, alıştığın ilişki dinamiği sana çekici geliyor.
Too Much, Netflix
Bu, bulunduğumuz ilişkinin bir diğer adı da toksik ilişki. Nedir bu derseniz eğer, toksik ilişki; taraflardan birinin ya da her ikisinin, birbirinin ruhsal, duygusal veya bazen fiziksel sağlığına zarar verdiği bir ilişki türü. Bu, sürekli kavga etmek, manipülasyon, güven sorunları, değersiz hissettirme ya da sürekli iniş çıkışlarla huzursuz bir dinamik yaratmak şeklinde olabilir.
Psikologlara göre, beynimiz belirsizlik ve ödül temasına bağımlı olabilir. Mesaj geldiğinde yaşadığın heyecan, kavga sonrası gelen barışma sarhoşluğu, “acaba bu sefer farklı olacak mı?” hissi… Maalesef, ne zaman sevgi göreceğini bilememek, bizi o sağlıksız bağa daha çok çeker.
Suicide Squad filmi
Döngüyü kırmanın ilk adımı, ilişkinizdeki bu döngüyü fark etmektir. Sana çekici gelen kişi gerçekten huzur mu veriyor, yoksa heyecan adı altında aslında kaygı mı yaratıyor? Ardından, ihtiyaçlarını netleştir. Saygı, güven ve huzur olmadan hiçbir tutku uzun vadede sürdürülemez. Son olarak da yönünü değiştir. Kendini, tanıdık dramalar yerine sakin ve sağlıklı bir ilişkiye alıştırmak zaman alabilir ama kesinlikle imkansız değildir.
Unutmayın ki mıknatısın yönünü değiştirmek her zaman mümkün. Bazen en büyük aşk, seni yormayan, drama yerine huzur veren ilişkilerde saklıdır. Çekim gücünü değiştirdiğinde, hayatına giren insanlar da değişir.