12 Haziran 2025 Perşembe
2012 yılında başlayıp 2015 yılında ekranlara veda eden program 4 sezon boyunca 315 bölüm yayınladı. İlker Ayrık’ın enerjik ve eğlenceli sunumuyla 3 yıl boyunca ekranlarda yer alan “Ben Bilmem Eşim Bilir”, bir yandan eğlendirirken bir yandan da ilginç bir şekilde çiftlerin ilişkisini ufak bir testten geçirmiş gibi görünüyor. Öyle ki, yarışmaya katılan birçok ünlü çiftin yolu daha sonra mahkeme salonundan geçti.
Zamanla bu durum öyle yaygınlaştı ki, program hakkında “Uğursuzluk mu var acaba?” soruları kulaktan kulağa dolaşmaya başladı. Gelin bu lanetli listeye şöyle bir göz atalım.
İşte Yarışmadan Sonra Göze Gelip Soluğu Mahkemede Alan O Çiftler
Yılbaşı Özel bölümünde yarışan İrem Derici ve Rıza Esendemir’in ekrandaki uyumu nazara geldi desek yeridir. Yarışmadan kısa süre sonra boşandılar. “Asla ayrılmazlar” denilen Uraz Kaygılaroğlu ve Melis İşiten çifti de bu listeye eklenenlerden oldu; 5 yıllık evliliklerini maalesef ki 2019’da sonlandırdılar. Ümit Kantarcılar ve Gamze Topuz ise 2014’te evlendi, yarışmaya katıldı ve 2016’da yollarını ayırdı. Dizi setinde filizlenen aşklarını nikah masasına taşıyan Yeşim Salkım ve Hakan Eratik, ne yazık ki 2015’te yollarını ayırarak bu güzel hikayeyi noktaladı.
Liste Maalesef Ki Sona Ermiyor İşte Ayrılık Kararı Alan Diğer Çiftler
Henüz evliliğin başındayken yarışmaya katılan Keremcem ve Seda Güven de kısa süre içinde boşananlardan oldu. Hayatlarını 2013 yılında birleştiren Sinan Çalışkanoğlu ve Tuğba Sarıünsal, 2015 yılında evliliklerini sonlandırdı. Elif Güvendik ve Levent Nayman çifti 2012’de evlendi, programda birlikte yarıştı ve 2015’te boşandı. Demet Akalın ve Okan Kurt, “Ben Bilmem Eşim Bilir” sonrası yollarını ayırarak hayranlarını şaşırttı. Bir süre sonra tekrar bir araya gelseler de, ne yazık ki evliliklerini tamamen toparlayamadılar ve resmen sona erdiler. Doktorlar dizisinin Suat’ı Bekir Aksoy ve eşi Derya Çavuşoğlu da yarışma sonrası 2017’de boşandı. Aşk doktoru lakaplı Mehmet Coşkundeniz’in bile ilişkisi bu uğursuzluktan kaçamadı; eşi Derya Özel ile yarışmaya katıldıktan sonra yalnızca bir gün içinde boşandıklarını açıkladı.
Evlilikleri Sonlandıran Bir Uğursuzluk Mu Yoksa Tesadüf Mü?
Bonus çiftimiz Alişan ve Eda Erol ise yarışmaya evli olarak katılmadılar ama düğün hazırlıkları tam gaz devam ederken Ben Bilmem Eşim Bilir’e konuk oldular ve yarışma sonrasında ayrıldılar. Nikah masasına oturmadan ekranlardan el ele veda ettiler.
Yarışmanın getirdiği stres mi fazla, yoksa çiftler evde de birbirleriyle tartışmaya mı devam ediyor, tam olarak bilinmiyor ama liste uzadıkça uzuyor! Şaka bir yana, bu kadar çok ayrılığın aynı program sonrası yaşanması insana “bu işte bir uğursuzluk var” dedirtiyor. Neyse biz tesadüf diyelim ama her yarışma sonrası bir boşanma haberi geliyorsa, bizce artık evlilik testine “evet” demeden önce bu programı iki kez düşünmekte fayda var!
Kaynak: Magazin Haberleri
2002 yılında Best Model of Turkey daha sonra Best Model of the World seçilmesiyle adını duyuran Tatlıtuğ 2005 yılında Gümüş dizisiyle oyunculuk kariyerine başladı. 19 Şubat 2016 yılında Başak Dizer ile dünya evine giren oyuncu özel hayatıyla da sıkça gündeme gelmeye devam ediyor. Bu kez gündeme gelişinin sebebine ise çok şaşıracaksınız ne yeni bir proje ne de magazin haberi Tatlıtuğ’dan gelen ufak bir rica.
Kıvanç Tatlıtuğ ve Eşi Başak Dizer Ne Zaman Evlendi?
Ekranların sevilen isimlerinden olan Kıvanç Tatlıtuğ evlilik hayatını kameralardan uzak yaşamayı tercih ediyor ancak bu sefer eşi Başak Dizer için istediği şey ile gündeme geldi. 2016 yılında stil danışmanı Başak Dizer ile Paris’te gerçekleşen rüya gibi bir düğünle hayatlarını birleştiren Tatlıtuğ çifti, magazin dünyasının göz önündeki çiftlerinden biri olsalar da, özel yaşamlarını her zaman özenle korudular.
2022 yılında oğulları Kurt Efe’nin doğumuyla ailelerine yeni bir mutluluk daha ekleyen çift, çocuklarını da gözlerden uzak, sade ve sevgi dolu bir ortamda büyütmeye devam ediyor. Geniş bir hayran kitlesine sahip olan Kıvanç Tatlıtuğ, gerek oyunculuğuyla gerek duruşuyla her zaman saygı gören bir isim olmayı başardı. Ancak Tatlıtuğ’un geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama, onu sadece bir oyuncu olarak değil, aynı zamanda duyarlı bir eş olarak da yeniden gündeme taşıdı.
Kıvanç Tatlıtuğ’un Gelenekselci İsteği En Hassas Olduğu Konu Ne?
Bir dönemin Behlül’ü olarak hafızalara kazınan, ardından sayısız projede yer alarak yeteneğini defalarca kanıtlayan Kıvanç Tatlıtuğ, bu kez kelimeleriyle değil kalbinin sesiyle gündeme geldi. Katıldığı Gel Konuşalım programında, Hürriyet yazarı Mehmet Üstündağ ile gerçekleştirdiği röportajda Kıvanç Tatlıtuğ’un özel bir hassasiyeti dikkat çekti. Bu hassasiyet, Tatlıtuğ’un eşiyle olan bağını, evlilik kurumuna verdiği önemi ve aile kavramına olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Tatlıtuğ’un bu yaklaşımı sosyal medyada da büyük ilgi gördü.
Kıvanç Tatlıtuğ Bu İsteği ile Milyonların Kalbini Kazandı
Pek çok kişi, onun bu zarif talebini “hem romantik hem saygı dolu” olarak değerlendirdi.
Mehmet Üstündağ da bu anlamlı isteği şu sözlerle paylaştı:
“Kıvanç Bey içten bir şekilde şunu söyledi: ‘Lütfen eşimin adını sadece Başak Dizer olarak değil, Başak Dizer Tatlıtuğ olarak yazın. O benim hayat arkadaşım ve bizim soyadımızı taşıyor.’ Bu sözleri ile eşine verdiği değeri de gözler önüne seren yakışıklı oyuncu milyonların kalbini de kazandı.
Kaynak: Magazin Haberleri
Çocuk ve ergenlerde zararlı alışkanlıkların ve bağımlılıkların başlamanın büyük oranda akran çevresinden kaynaklandığını belirten Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, ailelere uyarıda bulundu.
Ziyaret dolayısıyla Edirne’ye gelen Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, çocuklarda ve gençlerde bağımlılıkla mücadele kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Akran çevresinin ve arkadaş ortamının bağımlılığa başlamada etkin rol oynadığını belirten Dinç, bu oranın yüzde 80’e kadar ulaştığını belirterek ailelere uyarıda bulundu.
BAĞIMLILIKLARDA ‘AKRAN ÇEVRESİ’NİN ÖNEMLİ ETKİSİ
Başkan Mehmet Dinç, yaptığı açıklamada bağımlılık endüstrisinin hedefinde gençlerin olduğunu söyleyerek, gençleri bağımlılık tuzağına çekmek için her türlü hilenin denendiğini dile getirdi.
Dinç, “Bağımlılık yapıcı ürünlerde çocuklar ve gençler için cazip figürler, ifadeler, isimler ve renkler kullanılıyor. Onların daha çok bağımlı olması için bir sistem oluşması, bağımlılık yapıcı ürünlere aromalar katılması gibi durumlar söz konusu oluyor.” şeklinde konuştu.
AİLELERİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREV BÜYÜK
Bağımlılığın önüne geçilmesinde en önemli görevin anne ve babalara düştüğüne değinen Dinç, öncelikle ailelerin bağımlılığa karşı çocuklarını bilgilendirmesi gerektiğini ifade etti. Dinç, “Anne ve babaların bağımlılığa karşı çocuklarına doğru rehberlik yapmaları ve ciddi bir kontrol mekanizması kurmaları çok önemli. Sağlıklı ve pozitif bir kontrol mekanizması kurması çok önemli. İletişim dillerini güzel şekilde oturtturmaları çok önemli. En önemlisi de çocukların sağlıklı bir akran çevresinin olmasıdır. Aileler çocuklarına rehber olmalı.” diyerek aileleri uyardı.
BAĞIMLILIKLA MÜCADELEYE DEVAM
Başkan Mehmet Dinç, Yeşilay Danışmanlık Merkezlerinde de (YEDAM) bağımlılıkla mücadele çalışmalarının sürdüğünü belirterek, “Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimizde 75 bin bağımlı kardeşimiz üzerinde yaptığımız araştırmada şunu çok açık ve net gördük. Bağımlılığa başlama yüzde 80 oranında akrandan kaynaklanıyor. Akran çevresi bağımlıysa bağımlı olmak çok kolaylaşıyor. O yüzden sağlıklı bir akran çevresi konusunda çocuklarımıza rehberlik etmemiz, yardımcı olmamız, bu konuda farkındalık sahibi olmamız çok önemli. Bu konuda kontrol sahibi olmamız çok kritik öneme sahip. Dolayısıyla bütün bağımlılıklarla alakalı çocuklarının akran çevresini anne babanın çok ciddi takip etmesi, kontrol etmesi, düzenlemesi ve rehberlik etmesi ama bunu pozitif disiplin çerçevesinde yapması çok önemli bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.” sözleriyle son bağımlı birey sağlıklı bir yaşama adım atana kadar mücadeleye devam edeceklerini dile getirdi
Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar başta olmak üzere özellikle yaz aylarının gelişiyle doğada zaman geçiren kişiler için kene ısırması paniğe sebep oluyor. Sağlık Bakanlığı, kene vakaları ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına ilişkin yoğunluğun arttığına dair bir tespit bulunmadığını açıkladı.
Yaz aylarının gelişiyle doğada daha fazla geçirmeye başlayan vatandaşların son dönemlerde en büyük korkusu “kene ısırması” haline geldi. Sağlık Bakanlığı, paniğe sebep olan kene olaylarına ilişkin ve genel bilgilendirmelere değinilen yazılı açıklama yaptı.
“VAKALAR ÖNCEKİ SENELERDEN DAHA FAZLA DEĞİL”
Türkiye’nin coğrafi açıdan, kenelerin çoğalmalarına elverişli koşullara sahip olduğunu hatırlatan Bakanlık, yaptığı açıklamada Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı ile mücadelelere devam edildiğini ve Türkiye’de kene yoğunluğunun önceki senelerden daha fazla olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını kaydetti.
“TÜM KENELERDE HASTALIK ETKENİ YOKTUR”
Tüm kenelerde hastalık etkeni olmadığını yani her kene tutunan kişinin hastalığa yakalanmayacağını belirten Bakanlık, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemiz coğrafi açıdan, kenelerin çoğalmalarına elverişli koşullara sahiptir. Kenelerin yoğun olarak bulunduğu yerler ise; özellikle hayvancılığın yapıldığı, otlakların bulunduğu yerlerdir. Türkiye’de kene yoğunluğunun önceki senelerden daha fazla olduğuna dair bir tespitimiz bulunmamaktadır. Bilinmelidir ki; tüm kenelerde hastalık etkeni yoktur yani her kene tutunan kişi hastalığa yakalanmaz. Kenelerden bulaştığı bilinen KKKA Hastalığı ile mücadelemiz ise kararlılıkla sürmektedir. Türkiye’de 2002 yılında İç Anadolu Bölgesi’nde görülerek dikkat çeken ve 2003 yılında kesin tanısı koyulan KKKA vakaları, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘KKKA Vaka Bildirim Çizelgesi’ ve 2011 yılında kullanıma sunulan web tabanlı ‘KKKA Bilgi Sistemi’ ile aktif olarak takip edilmektedir.”
BAKANLIK ÖNLEMLERİ SIRALADI
Kene türüne göre alınacak bireysel önlemlerin farklılık göstermediğini işaret eden Sağlık Bakanlığı, vaka anında yapılması gerekenlere yönelik “Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde vücutta (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığı kontrol edilmelidir. Vücuda kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden, uygun bir malzeme (cımbız, eldiven, bez ve naylon poşet gibi) ile kene çıkarılmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Hastalığa yakalanan kişilerin kan ve vücut sıvıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişilerin gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) alması gereklidir.” açıklamasında bulundu.
Balideki villa kiralarına isyanını dile getiren ünlü oyuncu Burcu Özberk, yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Yaptığı açıklamalar takipçilerinin dikkatini oldukça çekti. Şişirilmiş haldeki kira fiyatlarına serzenişte bulunurken akrabasına da laf sokmayı ihmal etmedi.
Romantik komedi dizilerinin aranan yüzü Burcu Özberk güzelliği ve zerafetinin yanında oyunculuğuyla da gözleri her zaman üzerinde tutmayı başarıyor. Sıcak gülümsemesi ve enerjisi ile kalpleri çalan oyuncu bu sefer isyanını dile getirdi.
Burcu Özberk Bu Sefer Oyunculuğuyla Değil İsyanıyla Gündem Oldu
Berk Atan, Hande Erçel gibi isimler ile “Güneşin Kızları” isimli yapımda yer alan Burcu Özberk, şöhretinin yayılması ile birlikte “Badem Şekeri”, “Şahane Damat”, “Ruhun Duymaz” gibi projelerde yer almasının yanı sıra “Afilli Aşk” dizinde de başrol oynayarak büyük çıkış yaptı ve ekranların aranan yüzü haline gelmeyi başardı. 2021-2022 yıllarında yer aldığı “Aşk Mantık İntikam” dizisi ile beraber yurt dışında da büyük bir hayran kitlesi kazandı. Seyirciler Burcu Özberk’in oyunculuğuna övgüler yağdırmıştı.
Oyunculuğuyla adından sıkça söz ettirirken bu sefer yaptığı açıklaması ile gündeme geldi. Tatil yapmak için birçok kişinin tercih ettiği Bali’ye gitmeyi düşünen oyuncu, yaptığı isyankar açıklamasıyla adeta sosyal medyada olay yarattı. Son dönemde kiraların aşırı bir şekilde artmasına dikkat çekti. Bu durumun nedeninin “Kısa yoldan para kazanmak isteyen Türkler” olduğunu belirtti.
Burcu Özberk Akrabasını Da Unutmadı
Yaptığı açaklamada “3-4 yıl önce en lüks villalar 25 bin TL idi, şimdi 70 bine dayandı. Üstelik bu işin içinde bir akrabam da var!” sözleriyle akrabasına da gönderme yaptı.
“Sürekli Bali videoları görüyorum. Aylık her şey dahil 50-70 bin TL arası kira vererek yaşarsınız diyorlar. 3-4 sene önce gittiğimde en lüks villalar Airbnb’de bile maksimum 25 bin TL’ydi. Sonra kısa yoldan para kazanmak, milleti kazıklamak isteyen Türkler yüzünden 2 katı oldu. Biri de akrabam.”
“Sanki 70 bin TL bedava. Değişik değişik insanların algılarıyla oynanan videolar türedi. Orada yaşayan ve Palm yağı yüzünden hasta olan o kadar çok insan var ki… Tatil için çok güzel. Ama o kadar yani. Her şeyi bırakıp Bali’ye taşındım, nedir yani?”
Kaynak: Magazin Haberleri
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.