Tiyatro sahneleri ve televizyon ekranlarından tanıdığımız Cem Davran, yeni kitabı “Bu Gidiş Gidiş Değil” ile okurlarla buluştu. Oksijen Gazetesi’ne verdiği özel röportajda, kitabının arka planını, yazma sürecini ve toplumsal hafıza üzerine derinlemesine düşüncelerini paylaştı. Davran, geçmişin izlerinden bugünün karmaşasına uzanan bir yolculuğa çıkardığı okurlarını, hafıza ve yüzleşme temaları üzerinden düşündürmeyi amaçlıyor.

Geçmişin Peşinde Bir Yolculuk

Cem Davran, kitabında unutulmaya yüz tutmuş anılar, vedalaşamadığımız hikâyeler ve kaybolan toplumsal hafızaya ışık tutuyor. “İnsan, dünkü kendine hasretle yaşıyor” diyen yazar, bu eserinde geçmişle hesaplaşma, yüzleşme ve yeni başlangıçlara odaklanıyor.

“Bu Gidiş Gidiş Değil” Sadece Bir Kitap Değil, Bir Geçiş Hikâyesi

Davran, yeni kitabını bir “geçiş ve yürüyüş metni” olarak tanımlıyor. Ona göre, bireyler ve toplumlar göç ederken geçmişin yüklerinden tam anlamıyla kurtulamıyor. “Hiçbir göç, geçmişte bıraktığımız ‘biz’ ile yüzleşmeden tamamlanamaz” diyen yazar, hafızanın silinmek istendiği bir çağda unutmanın değil, hatırlamanın ve yüzleşmenin esas olduğunu vurguluyor.

Modern Dünyada Yalnızlaşan İnsan ve Eski Mahalle Kültürü

Kitapta ele alınan en çarpıcı konulardan biri de geçmişin sıcak mahalle hayatına duyulan özlem. Yazar, eski komşuluk ilişkilerinin, paylaşımın ve dayanışmanın yok oluşuna dikkat çekerek “Bugün herkes sınıf atlama telaşında, yalnızlığımızı sevmek zorundayız” diyor.

Kendi Geçmişiyle Hesaplaşan Bir Anlatı

Cem Davran’ın anlatımı, okuru kendi geçmişiyle hesaplaşmaya ve hafızasını sorgulamaya itiyor. “Bu Gidiş Gidiş Değil”, hatıraların peşine düşen, kaybolan duyguları arayan ve okuru bu yolculuğa ortak eden benzersiz bir eser olarak öne çıkıyor.

Kaynak: Magazin Haberleri